Turkish blue cruise gulet
Türkiye Crusie Tekne Mavi Yolculuk Gulet Yat Tatili
The Blue Cruise, also known as the Blue Voyage ("Mavi Yolculuk" in Turkish) is a term used for the recreational boating tours along the Turkish Riviera on Turkey's southwestern coast, with connotations in tourism and literature. The term is used by Turkey's tourism industry. It was derived from the title of a 1957 book by Azra Erhat.
The term was first introduced into the Turkish literature by a handful of Turkish writers, such as Cevat Şakir Kabaağaçlı (alias The Fisherman of Halicarnassus), Sabahattin Eyüboğlu (together with his circle of family and friends), and especially artists such as Azra Erhat, the translator into Turkish of Homer's Iliad and Odyssey. Those who united around the literary revue "Yeni Ufuklar" (New Horizons) in the 1950s and 1960s have also contributed to the popularity of the Blue Cruise.
A full Blue Cruise generally starts in Didim, or Kuşadası, although many tours often depart from Bodrum. They usually terminate at the port of Antalya. The term may also be used to refer to shorter tours along the southwestern coast of Turkey, which was known as Lycia in antiquity.
The term was first introduced into the Turkish literature by a handful of Turkish writers, such as Cevat Şakir Kabaağaçlı (alias The Fisherman of Halicarnassus), Sabahattin Eyüboğlu (together with his circle of family and friends), and especially artists such as Azra Erhat, the translator into Turkish of Homer's Iliad and Odyssey. Those who united around the literary revue "Yeni Ufuklar" (New Horizons) in the 1950s and 1960s have also contributed to the popularity of the Blue Cruise.
A full Blue Cruise generally starts in Didim, or Kuşadası, although many tours often depart from Bodrum. They usually terminate at the port of Antalya. The term may also be used to refer to shorter tours along the southwestern coast of Turkey, which was known as Lycia in antiquity.
Turkish sailors in the history
Türk Korsanları Ana Güverte Sizi karada ve denizde gezdirip dolaştıran O'dur. Hatta gemilerde bulunduğunuz ve o gemiler, içindekilerle beraber hoş bir esinti ile akıp gittikleri ve tam keyiflendikleri sırada o gemilere şiddetli bir fırtına gelir çatar ve her taraftan onlara dalgalar gelmeye başlar. Bütünüyle kuşatılıp artık bittiklerini sanırlar. İşte o vakit tam ihlas ile Allah'a yalvarır ve dindar olurlar: "Eğer bizi buradan kurtarırsan, andolsun ki, şükredenlerden olacağız." derler.
Yunus Suresi, 22.Ayet
Büyük ve kahraman Türk milletinin, bütün çetin ve yiğitçe teşebbüslerde olduğu gibi denizler, okyanuslar üzerinde gösterdikleri atılganlıklar bakımından da ne kadar parlak bir maziye, ne kadar romantik bir macera tarihine sahib olduğunu lâyıkile bilen acaba kaç kişi vardır? Bu tarih, adı unutulmuş eşsiz yiğitlerimizin bütün milletlerin tarihlerinde izler, akisler bırakmış inanılmaz şecaat ve teşebbüs hâdiselerinin yürekler titretici macerası, bugün bizde daha yazılamamıştır. Bundan üç, dört yüz yıl önce dünyanın bütün uzak, yakın denizlerinde Türk gemicilerinin sahib ve hâkim olarak dolaştıkları göz kamaştırıcı devirden sonra gelen uzun ve karanlık felâketler gecesi içinde her şeyi, her şeyimizi unuttuk. Fakat tarihleri iyi araştırırsanız kahraman Barbaros'un yeni keşfedilmiş Amerikaya gidip Türk imparatorluğu için koloniler edinmek üzere "Kanunî Sultan Süleyman" dan izin istediğini okursunuz; meşhur (Britanika) ansiklopedisinde İslanda adasına aid kısmı okursanız, "Koca Murad"(*) gibi Türk reislerinin bu buzlu sisli kutub bucağına kadar giderek İslanda adasına hücum ettiğini ve bu seferlerin tekrarlandığını hayretlerle görürsünüz; bir filomuzun Hind Okyanusunu da aşarak (Cava) sularına gittiğini, dört yüz yıl önce (Madagaskar) adası karşısında (Mombasa) da bir filomuzun temelli karakol gezdiğini, Yeşilburun, Kanarya, Madeyra adalarının Türk yiğitlerine haraç verdiğini öğrenir, adeta bir hayal, bir destanlar âleminde dolaşırsınız.
Bu akıl ermez işleri yapan Türk teşebbüs ruhu ölmüş müdür? Hayır! Asil milletlerin seciyeleri öyle bir kaç felâket asrının ayağı altında ezilecek elmaslardan değildir. Çanakkale müdafaasıdan beri milletimizin kırk yıl içinde gösterdiği yiğitlikler ve büyüklükler bugünkü Türk çocuklarının, Viyana kapılarını zorlamış dedelerinden zerre kadar aşağı ve eksik olmadıklarını bütün dünyanın gözü önüne koymuştur. Evet, bizim ebediyet tarihine yazarak kahraman dedelerimizin ruhuna gönderdiğimiz yiğitlik destanları, onların bize örnek bıraktıkları kahramanlıklar tarihinin tam karşılığıdır!
Ali Rıza Seyfi - 1953
(*) Başka kaynaklara göre İzlanda seferlerini düzenleyen Küçük Murat Reis'dir Deniz tarihimizin önemli şahsiyetleriyle ilgili kısa bilgiler Umur Bey Çaka Bey Karamürsel Bey Burak Reis (Reisülmücahidîn) Kemal Reis Murat Reis Küçük Murat Reis Koca Murat Reis Oruç Reis Hızır (Barbaros Hayreddin) Reis Turgut Reis Piri Reis Salih Reis Seydi (Seyyid) Ali Reis Kılıç Ali Paşa Mezamorta Hüseyin Paşa Cezayirli Gazi Hasan Paşa Murat Ali Reis Mehmet Reis Sinan Paşa Muhiddin Reis İlyas Reis Uluç Reis - Deniz tarihimizdeki bazı önemli olaylar Burak Adası Savaşı Preveze Savaşı İnebahtı (Lepanto) Savaşı Rodos Seferi Malta Seferi Kıbrıs Seferi Girit'in Fethi Koyun Adaları Savaşı 2. Kıbrıs Seferi - 1974 Girit'in Kaybedilmesi Kuzey Denizinde Türk Korsanları Hint Seferleri Deniz Mühendisliği eğitiminin başlaması ve İTÜ'nün kuruluşu - 1773 Diğer Bazı Kişiler ve Konular Enosis'in Zapt Edilmesi ! Çengeloğlu Tahir Paşa Küçük Hüseyin Paşa Hayreddin Paşa'nın Sancağı Eski Türk Donama Sancakları! Türk Korsanların Av Sahaları Torpidocu İdris Bey Piri Reis'in Birinci Dünya Haritası (1513) Eski Türk Donanma Gemileri Hayreddin Paşa'nın Mizacı Cezayir Garp Ocakları - Son Güncelleme: 09.02.2006 Türk Deniz Tarihi bugün bile halâ çok az incelenmiş ve gerçeklerden saptırılmış bir durumda bulunuyor. Bu durum yurdumuzda denizciliği baltalamak için yapılan çalışmaların sadece küçük bir bölümüdür. Burnumuzun dibindeki Ege adalarını Yunanlılara peşkeş çekenlerle aynı zihniyetteki insanlardan da beklenen budur. Ancak Ege kıyılarında yaşayan denizciler bilir daha limandan çıkar çıkmaz teknelerine Yunan bayrağı çekmek zorunda kalmanın nasıl birşey olduğunu; Ankarada oturup trafik kazalarında telef olan binlerce insanımızın kanlarıyla sulanmış paraları afiyetle yiyenler değil...
Bize daha küçüklüğümüzden beri, hep aynı masallar öğretilir durur; sözde biz Türkler hiç bir zaman denizci bir millet olamamışız! Aslında bu ve benzeri lafların hepsi göz göre göre söylenen yalanlardan ibarettir. Çok eskilere gitmeye bile gerek yok; Kurtuluş Savaşı denizden ve denizcilerden gelen destek olmadan muhtemelen kazanılamayacaktı.
İstanbuldaki depolarda bulunan silah ve mühimmatları inanılmaz bir şekilde Karadeniz'deki düşman gemilerine rağmen müthiş bir başarıyla işgal altındaki İstanbul'dan Anadolu'ya kaçıranlar Türk Denizcileriydi. Bir numune istiyorsanız Enosis'in nasıl zapt edildiğini okuyabilirsiniz!
Yüzyıllarca önce Kuzey Denizi'nden Hint Okyanusu'na kadar büyük bir coğrafyada seferler düzenleyenler de Türk denizcileriydi, Akdenizi, Ege'yi ve Karadeniz'i ve Kızıldeniz'i Türk iç denizleri haline getirenler de.
Sonra Allah onları oradan kurtarır, kurtulur kurtulmaz yeryüzünde çeşitli taşkınlıklara başlarlar. Ey insanlar taşkınlığınız sırf kendi zararınızadır. Şu değersiz dünya hayatının bir süre tadını çıkarınız, sonra nasıl olsa dönüp bize geleceksiniz. Biz de bütün yaptıklarınızı tek tek size haber vereceğiz.
Yunus Suresi, 23.Ayet
Yunus Suresi, 22.Ayet
Büyük ve kahraman Türk milletinin, bütün çetin ve yiğitçe teşebbüslerde olduğu gibi denizler, okyanuslar üzerinde gösterdikleri atılganlıklar bakımından da ne kadar parlak bir maziye, ne kadar romantik bir macera tarihine sahib olduğunu lâyıkile bilen acaba kaç kişi vardır? Bu tarih, adı unutulmuş eşsiz yiğitlerimizin bütün milletlerin tarihlerinde izler, akisler bırakmış inanılmaz şecaat ve teşebbüs hâdiselerinin yürekler titretici macerası, bugün bizde daha yazılamamıştır. Bundan üç, dört yüz yıl önce dünyanın bütün uzak, yakın denizlerinde Türk gemicilerinin sahib ve hâkim olarak dolaştıkları göz kamaştırıcı devirden sonra gelen uzun ve karanlık felâketler gecesi içinde her şeyi, her şeyimizi unuttuk. Fakat tarihleri iyi araştırırsanız kahraman Barbaros'un yeni keşfedilmiş Amerikaya gidip Türk imparatorluğu için koloniler edinmek üzere "Kanunî Sultan Süleyman" dan izin istediğini okursunuz; meşhur (Britanika) ansiklopedisinde İslanda adasına aid kısmı okursanız, "Koca Murad"(*) gibi Türk reislerinin bu buzlu sisli kutub bucağına kadar giderek İslanda adasına hücum ettiğini ve bu seferlerin tekrarlandığını hayretlerle görürsünüz; bir filomuzun Hind Okyanusunu da aşarak (Cava) sularına gittiğini, dört yüz yıl önce (Madagaskar) adası karşısında (Mombasa) da bir filomuzun temelli karakol gezdiğini, Yeşilburun, Kanarya, Madeyra adalarının Türk yiğitlerine haraç verdiğini öğrenir, adeta bir hayal, bir destanlar âleminde dolaşırsınız.
Bu akıl ermez işleri yapan Türk teşebbüs ruhu ölmüş müdür? Hayır! Asil milletlerin seciyeleri öyle bir kaç felâket asrının ayağı altında ezilecek elmaslardan değildir. Çanakkale müdafaasıdan beri milletimizin kırk yıl içinde gösterdiği yiğitlikler ve büyüklükler bugünkü Türk çocuklarının, Viyana kapılarını zorlamış dedelerinden zerre kadar aşağı ve eksik olmadıklarını bütün dünyanın gözü önüne koymuştur. Evet, bizim ebediyet tarihine yazarak kahraman dedelerimizin ruhuna gönderdiğimiz yiğitlik destanları, onların bize örnek bıraktıkları kahramanlıklar tarihinin tam karşılığıdır!
Ali Rıza Seyfi - 1953
(*) Başka kaynaklara göre İzlanda seferlerini düzenleyen Küçük Murat Reis'dir Deniz tarihimizin önemli şahsiyetleriyle ilgili kısa bilgiler Umur Bey Çaka Bey Karamürsel Bey Burak Reis (Reisülmücahidîn) Kemal Reis Murat Reis Küçük Murat Reis Koca Murat Reis Oruç Reis Hızır (Barbaros Hayreddin) Reis Turgut Reis Piri Reis Salih Reis Seydi (Seyyid) Ali Reis Kılıç Ali Paşa Mezamorta Hüseyin Paşa Cezayirli Gazi Hasan Paşa Murat Ali Reis Mehmet Reis Sinan Paşa Muhiddin Reis İlyas Reis Uluç Reis - Deniz tarihimizdeki bazı önemli olaylar Burak Adası Savaşı Preveze Savaşı İnebahtı (Lepanto) Savaşı Rodos Seferi Malta Seferi Kıbrıs Seferi Girit'in Fethi Koyun Adaları Savaşı 2. Kıbrıs Seferi - 1974 Girit'in Kaybedilmesi Kuzey Denizinde Türk Korsanları Hint Seferleri Deniz Mühendisliği eğitiminin başlaması ve İTÜ'nün kuruluşu - 1773 Diğer Bazı Kişiler ve Konular Enosis'in Zapt Edilmesi ! Çengeloğlu Tahir Paşa Küçük Hüseyin Paşa Hayreddin Paşa'nın Sancağı Eski Türk Donama Sancakları! Türk Korsanların Av Sahaları Torpidocu İdris Bey Piri Reis'in Birinci Dünya Haritası (1513) Eski Türk Donanma Gemileri Hayreddin Paşa'nın Mizacı Cezayir Garp Ocakları - Son Güncelleme: 09.02.2006 Türk Deniz Tarihi bugün bile halâ çok az incelenmiş ve gerçeklerden saptırılmış bir durumda bulunuyor. Bu durum yurdumuzda denizciliği baltalamak için yapılan çalışmaların sadece küçük bir bölümüdür. Burnumuzun dibindeki Ege adalarını Yunanlılara peşkeş çekenlerle aynı zihniyetteki insanlardan da beklenen budur. Ancak Ege kıyılarında yaşayan denizciler bilir daha limandan çıkar çıkmaz teknelerine Yunan bayrağı çekmek zorunda kalmanın nasıl birşey olduğunu; Ankarada oturup trafik kazalarında telef olan binlerce insanımızın kanlarıyla sulanmış paraları afiyetle yiyenler değil...
Bize daha küçüklüğümüzden beri, hep aynı masallar öğretilir durur; sözde biz Türkler hiç bir zaman denizci bir millet olamamışız! Aslında bu ve benzeri lafların hepsi göz göre göre söylenen yalanlardan ibarettir. Çok eskilere gitmeye bile gerek yok; Kurtuluş Savaşı denizden ve denizcilerden gelen destek olmadan muhtemelen kazanılamayacaktı.
İstanbuldaki depolarda bulunan silah ve mühimmatları inanılmaz bir şekilde Karadeniz'deki düşman gemilerine rağmen müthiş bir başarıyla işgal altındaki İstanbul'dan Anadolu'ya kaçıranlar Türk Denizcileriydi. Bir numune istiyorsanız Enosis'in nasıl zapt edildiğini okuyabilirsiniz!
Yüzyıllarca önce Kuzey Denizi'nden Hint Okyanusu'na kadar büyük bir coğrafyada seferler düzenleyenler de Türk denizcileriydi, Akdenizi, Ege'yi ve Karadeniz'i ve Kızıldeniz'i Türk iç denizleri haline getirenler de.
Sonra Allah onları oradan kurtarır, kurtulur kurtulmaz yeryüzünde çeşitli taşkınlıklara başlarlar. Ey insanlar taşkınlığınız sırf kendi zararınızadır. Şu değersiz dünya hayatının bir süre tadını çıkarınız, sonra nasıl olsa dönüp bize geleceksiniz. Biz de bütün yaptıklarınızı tek tek size haber vereceğiz.
Yunus Suresi, 23.Ayet